8. Sınıf Türkçe 2. Dönem 2. Yazılı Soruları 3
Tebrikler! 8. Sınıf Türkçe 2. Dönem 2. Yazılı Soruları 3 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
→ %%TIME_ALLOWED%% saniye süre verilen sınavı %%TIME_USED%% saniyede tamamladınız.
→ Toplam soru sayısı: %%TOTAL%%
→ Doğru sayınız: %%SCORE%% - yanlış ve boş sayınız: %%WRONG_ANSWERS%%.
→ Sınavdan aldığınız puan: %%PERCENTAGE%%
→ Sınav sonucu değerlendirmeniz:
→ %%RATING%%
Soru 1 |
1-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Emre (1240 Eskişehir -1321) Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle (I)kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerin-de kendi hakkında yazdıklarına ve hikayelere (II)dayanmaktadır. Bu hikayelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi (III)geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergâha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergâhtan ayrılır. Dergâhtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına (IV)ikna olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergâhta kaybettiği rivayet olunur. Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletün Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.
Mutasavvıf: Kendini Tanrı'ya adamış kimse, sufi
Eren: Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, ermiş, evliya, veli
Himmet: Lütuf, iyilik
Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse
Dergâh: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer
Yunus Emre ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Nerede yaşadığına | |
Ne zaman ve nerede öldüğüne | |
Eserlerine | |
Son günlerini nasıl geçirdiğine |
Soru 2 |
1-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Emre (1240 Eskişehir -1321) Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle (I)kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerinde kendi hakkında yazdıklarına ve hikayelere (II)dayanmaktadır. Bu hikayelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi (III)geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergâha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergâhtan ayrılır. Dergâhtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına (IV)ikna olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergâhta kaybettiği rivayet olunur. Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletün Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.
Mutasavvıf: Kendini Tanrı'ya adamış kimse, sufi
Eren: Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, ermiş, evliya, veli
Himmet: Lütuf, iyilik
Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse
Dergâh: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Yunus'un dergâha gitme amacı orada kalabilmektir. | |
Yunus seksen yaşından çok yaşamıştır. | |
Yunus'la ilgili kesin bilgiler yoktur. | |
Yunus halkın anlayacağı bir dille yazdığı için çok sevilmiştir. |
Soru 3 |
1-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Emre (1240 Eskişehir -1321) Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle (I)kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerinde kendi hakkında yazdıklarına ve hikayelere (II)dayanmaktadır. Bu hikayelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi (III)geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergâha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergâhtan ayrılır. Dergâhtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına (IV)ikna olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergâhta kaybettiği rivayet olunur. Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletün Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.
Mutasavvıf: Kendini Tanrı'ya adamış kimse, sufi
Eren: Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, ermiş, evliya, veli
Himmet: Lütuf, iyilik
Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse
Dergâh: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer
Altı çizili cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Yer tamlayıcısı-nesne-yüklem | |
Yer tamlayıcısı-yer tamlayıcısı-nesne-yüklem | |
Özne-yer tamlayıcısı-nesne-yüklem | |
Özne-yer tamlayıcısı-zarf tamlayıcısı-yüklem |
Soru 4 |
1-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Emre (1240 Eskişehir -1321) Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle (I)kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerinde kendi hakkında yazdıklarına ve hikayelere (II)dayanmaktadır. Bu hikayelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi (III)geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergâha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergâhtan ayrılır. Dergâhtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına (IV)ikna olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergâhta kaybettiği rivayet olunur. Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletün Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.
Mutasavvıf: Kendini Tanrı'ya adamış kimse, sufi
Eren: Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, ermiş, evliya, veli
Himmet: Lütuf, iyilik
Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse
Dergâh: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer
Aşağıdakilerden hangisi, çatı bakımından bu parçadaki altı çizili cümle ile özdeştir?
Bir an evvel büyümek için can atıyordu. | |
Doktor, elinde bir dosyayla içeri girdi. | |
Annesinin hareketlerini dikkatle izliyordu. | |
Bu kırıcı sözlere kim olsa alınır. |
Soru 5 |
1-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Emre (1240 Eskişehir -1321) Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle (I)kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerinde kendi hakkında yazdıklarına ve hikayelere (II)dayanmaktadır. Bu hikayelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi (III)geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergâha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergâhtan ayrılır. Dergâhtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına (IV)ikna olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergâhta kaybettiği rivayet olunur. Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletün Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.
Mutasavvıf: Kendini Tanrı'ya adamış kimse, sufi
Eren: Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, ermiş, evliya, veli
Himmet: Lütuf, iyilik
Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse
Dergâh: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer
Parçada altı çizili cümle için aşağıda söylenenlerden hangisi doğrudur?
Yapısına göre basit, kurallı, fiil cümlesidir. | |
Yapısına göre birleşik, devrik isim cümlesidir. | |
Yapısına göre birleşik, kurallı fiil cümlesidir. | |
Yapısına göre basit, devrik isim cümlesidir. |
Soru 6 |
1-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Emre (1240 Eskişehir -1321) Anadolu’da yaşamış, şiirlerini Türk diliyle (I) kaleme almış mutasavvıf ve halk şairidir. Yunus Emre’nin hayatı hakkında kesin bilgilerimiz bulunmamaktadır. Bilgilerimiz kimi eserlerinde kendi hakkında yazdıklarına ve hikayelere (II)dayanmaktadır. Bu hikayelere göre çiftçilikle geçinen Yunus Emre kıtlık çıkınca Kırşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir çünkü Hacı Bektaş kapısına gelen kimseyi (III)geri çevirmezdi. Hacı Bektaş Yunus Emre’yi çok sever ve buğday mı, himmet mi istediğini sorar. Yunus himmetin karın doyurmayacağını, buğday istediğini söyler. Buğdayı alır, yolda pişman olup geri döner. Himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş o anahtarı Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince Yunus Taptuk Emre’nin yanına gider, derviş olur ve kırk yıl boyunca dergâha odun taşır ve bir kez bile eğri odun getirmez. Soranlara o kapıdan odunun bile eğrisinin giremeyeceğini söyler. Yunus Emre erenlik mertebesine ulaşmak için her şeyi yapar fakat hiçbir zaman ulaştığını düşünmez. En sonunda dergâhtan ayrılır. Dergâhtan ayrıyken yaşadıkları sonucunda erenlik mertebesine ulaştığına (IV)ikna olan Yunus Emre, dergaha geri döner. Hayatını dergâhta kaybettiği rivayet olunur. Yunus Emre halk için halkın diliyle yazmış, bu nedenle de iyi anlaşılmış ve çok sevilmiştir. Şiirleri tasavvufidir. Aruz ölçüsüyle de şiirler yazmış olmasına rağmen en önemli şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre’nin Risaletün Nushiyye ve Divan adlarında iki eseri bulunmaktadır.
Mutasavvıf: Kendini Tanrı'ya adamış kimse, sufi
Eren: Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, ermiş, evliya, veli
Himmet: Lütuf, iyilik
Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse
Dergâh: Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer
Parçada numaralanmış sözlerden hangileri deyimdir?
İkna olmak-kaleme almak | |
Kaleme almak-geri çevirmek | |
Geri çevirmek-dayanmak | |
Dayanmak-ikna olmak |
Soru 7 |
(I) Yaprağını dökmeyen bir bitki olan çay, yeterli düzeyde sıcaklık ve nemin bulunduğu yerlerde gelişimini yıl boyu sürdürür. (II) So-ğuk mevsimlerde, yaprak ve tomurcuklarında gelişme olmaz. (III) Çiçek açma zamanı, çeşi-dine ve gelişme ortamına göre değişir. (IV) Sıcak iklime sahip ülkelerde yılın hemen hemen her ayında bitki üzerinde çiçek vardır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
I. cümle, fiilimsi bulunan cümledir. | |
II. cümle, biçimce olumsuz, anlamca olumludur. | |
III. cümle, fiil cümlesidir. | |
IV. cümle, tek yüklemli cümledir. |
Soru 8 |
Bilmiyorum, farkında mısınız; bırakın ''sözlük'' okumayı, sözlüğe bakmayı alışkanlıklarımız arasından çıkardık neredeyse. Sıkışınca sanal dünyanın güvensiz, sığ portallerini tıklıyoruz. Kelimelerle tanışıklığımız giderek azalıyor. Bütün çağrışımlarını hatta biricik ve birincil anlamını bildiğimiz sözcük sayısındaki düşüş inkâr edilemez bir gerçek. Dil; konuşurlarıyla, yazanlarıyla, yazılanlarıyla yaşayan bir varlık. Dilin anlamlı en küçük birimleri olan keli-meler, gün gelir ömrünü tamamlar. Kelimeleri korumaya alalım demiyorum. Bir ilgisizlikten, meraksızlıktan, heyecansızlıktan rahatsızım.
Bu parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?
Deneme | |
Eleştiri | |
Makale | |
Söyleşi |
Soru 9 |
Aşağıdaki dizelerden hangisinde yay ayraç içinde verilen sanat yoktur?
Ateşlere düştü yanmadı özüm, Hak bildiği yoldan dönmedi özüm. (Abartma) | |
Can yükünden kurtulunca şehitler, Göklere yükselip bayrak oldular. (Benzetme) | |
Göz kırpmadan nazlı hilal uğruna Güneşler misali batan sağ olsun. (Kişileştirme) | |
“Ya Allah!” deyince mehteran başı, Başladı bir ölüm kalım savaşı. (Konuşturma) |
Soru 10 |
I. 1950’li yıllarda yarış sporu olarak gelişen kara yelkenciliği bu sporlardan biridir.
II. Bunların dışında eğlenmek ve güzel zaman geçirmek için de rüzgârdan yararlanmışlardır. III. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında rüzgâra dayalı eğlence etkinlikleri ve sporları hem sayıca artmış hem de hızla yaygınlaşmıştır.
III. İnsanlar, günlük işlerini görmek ve enerji üretmek için tarih boyunca rüzgârın gücünü kullanmışlardır.
Numaralanmış cümleler mantık akışına göre sıralandığında son cümle aşağıdakilerden hangisi olur?
I. | |
II. | |
III. | |
IV. |
Soru 11 |
Gül, ortanca, menekşe, aslanağzı, açelya, karanfil, kaktüs ve sardunya çiçeklerinin bulunduğu saksılar, şekildeki numaralanmış bölümlere yerleştirilmiştir.
Bu çiçeklerin yerleriyle ilgili şunlar bilinmektedir:
- Karanfil, ortancanın yanındadır.
- 7 numaralı bölümde aslanağzı vardır.
- Gül, sardunya ile ortanca arasındadır.
- Kaktüs, aslanağzının yanında değildir.
- Menekşe, 4 numaralı bölümde bulunmaktadır.
Açelya kaç numaralı bölümde bulunmaktadır?
1 | |
2 | |
5 | |
6 |
Soru 12 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım bozukluğunun nedeni yanlış verilmiştir?
Herkes onu seviyor, ona toz kondurmu-yordu.(Özne yüklem uyumsuzluğu) | |
Akşamleyin çok durakta beklediği için üşümüştü.(Sözcüğün yanlış yerde kullanılması) | |
Şüphesiz o da babası gibi yetenekli bir insandı sanırım. (Nesne eksikliği) | |
Bahçenin bir bölümüne maydanoz diktim. (Yanlış sözcük kullanımı) |
Soru 13 |
13-14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her kitap mutlaka kendi zamanında okunmalı. Bu, yalnızca bir kanaat değil hem kendi oku-malarımla hem de başkalarının okumalarıyla tecrübe ettim. Okuyacağım kitaba ayıracağım zamanın başka işlerim ve ilgilerim tarafından paylaşılıp paylaşılmamasıyla birlikte, bir kitabı okurken zihinsel ve ruhsal açıdan dingin ve düşünmeye elverişli olmam son derece önemlidir. Yani her kitabın okunma zamanı aynı değildir hatta olmamalıdır, bu nedenle her kitap kendi zamanında okunmalı.
Parçadan alınan aşağıdaki sözcüklerden hangisinin anlamı yanlış verilmiştir?
Kanaat: yetinme | |
Tecrübe: deneyim | |
Dingin: sakin, durgun | |
Elverişli: uygun |
Soru 14 |
13-14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her kitap mutlaka kendi zamanında okunmalı. Bu, yalnızca bir kanaat değil hem kendi oku-malarımla hem de başkalarının okumalarıyla tecrübe ettim. Okuyacağım kitaba ayıracağım zamanın başka işlerim ve ilgilerim tarafından paylaşılıp paylaşılmamasıyla birlikte, bir kitabı okurken zihinsel ve ruhsal açıdan dingin ve düşünmeye elverişli olmam son derece önemlidir. Yani her kitabın okunma zamanı aynı değildir hatta olmamalıdır, bu nedenle her kitap kendi zamanında okunmalı.
Altı çizili cümlede kaç tane isim-fiil kullanılmıştır?
2 | |
3 | |
4 | |
5 |
Soru 15 |
13-14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her kitap mutlaka kendi zamanında okunmalı. Bu, yalnızca bir kanaat değil hem kendi oku-malarımla hem de başkalarının okumalarıyla tecrübe ettim. Okuyacağım kitaba ayıracağım zamanın başka işlerim ve ilgilerim tarafından paylaşılıp paylaşılmamasıyla birlikte, bir kitabı okurken zihinsel ve ruhsal açıdan dingin ve düşünmeye elverişli olmam son derece önemlidir. Yani her kitabın okunma zamanı aynı değildir hatta olmamalıdır, bu nedenle her kitap kendi zamanında okunmalı.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Her kitap her zaman ve her yerde okunamaz. | |
Kafamız karışıkken kitap okumak bizi dinlendirir. | |
Kitap okurken başka şeylerle meşgul olmamalıdır. | |
Okunandan daha iyi verim almak için uygun zamanlarda okumalıdır. |
Soru 16 |
Çocuklar, doğadaki büyüleyici güzellikleri görmek ve gelecek kuşaklara aktarmak ister misiniz? Bize muhteşem duygular yaşatan tüm bu güzellikler yurdumuzun her bir köşesinde var. Yeter ki biz onları sevgiyle kucaklayalım, onların kıymetini bilelim. Eminim ki bize anlatacakları heyecanlı, ilginç ve sevgi dolu hikâyeleri vardır.
Bu parçada virgülün (,) aşağıdaki işlevlerinden hangisinin örneği yoktur?
Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur. | |
Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. | |
Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur. | |
Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur. |
Soru 17 |
Hayatın zorunluluklarından sıyrılıp seyahate çıkmayı çok severim. Kısa bir süreliğine de olsa günlük yaşamın dar çemberini kırmak, ruhumu zenginleştirmek, hayatımın unutulmaz günle-rine yenilerini eklemek için çıkarım yola. Avusturyalı yazar Moritz Hartmann, “Yolculuk, insanın en güzel, en masum tutkularından biridir.” diyerek gezi serüvenini ne güzel dile getirir! Üzerinde yaşadığımız gezegen, birbi-rinden çekici ve büyüleyici mekânlarıyla bu tutkuyu sürekli diri tutar. Yeryüzünün doğal güzellikleri, kadim uygarlıkların gizemli izleri ve renkli kültürlerin sonsuz zenginliği benzer-siz deneyimler yaşamaya çağırır bizleri.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Deyimlerden yararlanılmıştır. | |
Örnekleme yapılmıştır. | |
Kişisel düşüncelere yer verilmiştir. | |
Tanık göstermeye başvurulmuştur. |
Soru 18 |
Elli metre yüksekliğindeki dik kaya kütlesinin önünde durdu. Az sonra uzaktan mermer kadar pürüzsüz görünen bu kayaya tırmanacaktı. Üzerinde hiçbir malzeme yoktu. Sadece elle-rini, vücudunu ve ayaklarını kullanacaktı. Ve tırmanışa geçti. Vücudu bir lastik gibi kolayca kıvrılıyor, parmaklarının ucunun sığabildiği yarıklardan tutunarak süratle ilerliyordu. İna-nılmaz bir şeydi bu. Böylesini gören olmamıştı. Zirveye ulaştığında etrafını saran gaze-tecilere, ''Motivasyon antrenmandan daha önemlidir.'' dedi. ''Bu başarının sırrı nedir?'' dediler. ''Tırmanmadığım her ânı, tırmanmak için hazırlanarak geçiririm. Ama her ânı…''
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
Büyük başarılar, başarıyı istemekle ve çalışmakla elde edilir. | |
Başarının anahtarı cesarettir. | |
Tecrübe olmadan başarı elde edilemez. | |
İnanmak başarmanın yarısıdır. |
Liste |