KPSS Türkçe Deneme Sınavı 8 - Test Çöz
Ana Sayfa Giriş Yap Kayıt Ol Bildirimler
  1. Ana Sayfa »
  2. KPSS Deneme Sınavı

KPSS Türkçe Deneme Sınavı 8

Tebrikler! KPSS Türkçe Deneme Sınavı 8 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.

%%TIME_ALLOWED%% saniye süre verilen sınavı %%TIME_USED%% saniyede tamamladınız.

→ Toplam soru sayısı: %%TOTAL%%

→ Doğru sayınız: %%SCORE%% - yanlış ve boş sayınız: %%WRONG_ANSWERS%%.

→ Sınavdan aldığınız puan: %%PERCENTAGE%%

→ Sınav sonucu değerlendirmeniz:

%%RATING%%


Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

I. Odanın içini kızarmış ekmek kokusu doldurmuştu.

II. Fazla eşyasını acele acele valize dolduruyordu.

III. Yirmi yaşını dolduralı henüz bir sene olmuştu.

IV. Masanın üzerindekileri çantasına doldurup arabaya yetişmek üzere çıktı.

"Doldurmak" sözcüğü, yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde aynı anlamda kullanılmıştır?

A
I. ve II.
B
I. ve III.
C
II. ve III.
D
II. ve IV.
E
III. ve IV.
Soru 2

Yazık ki gençlik yıllarımda gözden kaçırdığım (I) yazarlarındandı Esendal. Neden sonra (II) okuduğumda, benim gibi, yıllarca bu has yazarı göremeyen edebiyat kamuoyunun (III) eksik duyarlılığının (IV) yarattığı olumsuzluğu düşündüm. Esendal'ın bütün yaşamı boyunca bunları hiç önemsemediğini (V) de biliyorum üstelik.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerle ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A
I. söz: Farkına varamamak
B
II. söz: Aradan bir hayli zaman geçince
C
III. söz: Yazın çevreleri
D
IV. söz: Hassasiyet
E
V. söz: Hafife almak
Soru 3

Sözcüklerin büyüsü ve taşıdığı çağrışımlar konusunda bilimsel pek çok araştırma yapılmaktadır. Bu araştırmalar, ilgi çekici sonuçlarıyla bazı sorunlara ışık tutması bakımından son derece yararlıdır. Özellikle, ticari alanda sözcüklerin ifade gücünden ve çağrışımlarından yararlanılmaktadır.

Bu parçadaki koyu dizilmiş sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A
Yeni fikirler ortaya atmak
B
Aydınlatıcı düşünceler üretmek
C
Araştırrmaya dikkat çekmek
D
Ticari bakış açısıyla yaklaşmak
E
Sorunları nesnel bir gözle irdelemek
Soru 4

Mis gibi yosun ve iyot kokusuna (I) burnunu uzatan Dilek Yarımadası'nın kimsesiz patikalarında (II) yürürken denizin mavi gözleriyle bakıştık. (III) Bir koltuğunun altına Karina'yı (IV) ötekine Samos'u almıştı Dilek Yarımadası. (V)

Bu parçada, numaralanmış sözlerin hangisinde insana özgü nitelikler doğaya aktarılmamıştır?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 5

(I) Söz sanatlarının, edebiyat metinlerinin anlaşılmasında ve yorumlanmasında önemli bir yeri vardır. (II) Özellikle Divan şiiri çok karmaşık bir yapıya sahip olduğundan kolay kolay yorumlanamaz. (III) Divan şiirinde, sanatsız bir beyit hemen hemen yok gibidir. (IV) Divan şairleri, sanat yapmaya çok düşkün olduklarından bir beyit içinde birkaç sanatı iç içe kullanmışlardır. (V) Ancak sanat yapma düşkünlüğünden kendini kurtarabilmiş şairler, şiirin özünde yenilikler yaparak bir çığır açmayı başarmışlardır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde neden belirtilmektedir?

A
I. ve II.
B
II. ve III.
C
II. ve IV.
D
III. ve IV.
E
IV. ve V.
Soru 6

Aşağıdaki cümlelerin hangisinden ayraç içinde verilen anlam çıkarılamaz?

A
Ebru, çok eski kitapların cilt kapaklarında yan kağıt olarak kullanılmışsa da o kitapta kullanılan ebrunun yapılıp tarihi hakkında bilgi vermez. (Olasılık)
B
Ebru denilen renk renk desenli kâğıtlar, eskiden cilt ve defterlerin iç kapaklarını süslemek, hattatların levhalarında fon olarak kullanılmak üzere yapılırdı (Amaç)
C
Kâğıt süsleme sanatının en önemlisi olan ebrunun hangi tarihten beri yapıldığını söylemek bugün için imkânsızdır. (Üstünlük)
D
Ebru üzerine tarih atılarak yazı yazılmışsa ebrunun yapım tarihi kesin olarak söylenebilir. (Koşul)
E
Ebru, kitre veya benzeri maddelerle yoğunluğu artırılmış su üzerine özel fırçalar yardımıyla boyaların serpilip orada meydana gelen desenlerin kâğıda alınmasıyla elde edilen sanat eseridir (Tanımlama)
Soru 7

(I) Nereye bakarsanız bakın, insanoğlu yeni meydan okumalar için yeni teknolojiler üretmeye devam ediyor. (II) Büyük uzay macerası henüz başladı. (III) şimdiden devasa toz bulutlarından oluşan spiraller, buz gezegenleri, ateş gezegenleri, yıldızların doğuşu gibi hayal bile edemeyeceğimiz görüntülere eriştik. (IV) Her ne kadar gezegenimiz dışında harikalar yaratmış olsak da kendi küçük gezegenimizin güzelliğini yadsıyamayız. (V) Dünya harikaları da en az diğer gezegenlerdeki muhtemel harikalar kadar değerlidir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "karşılaştırma" yapılmıştır?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 8

(I) Lidyalılarda gündelik yaşam, evlerin içi ve damlarında sepet ve hasır yapımı, deri işleri, toplanan yabani at ve avlanan hayvanların etlerinin saklanması ve kurutulması şeklindeydi. (II) Ancak bu yaşamın, tekdüze bir yaşam olduğunu ve bu insanların sadece beslenmek için bir arada yaşadıklarını düşünmek pek doğru olmaz. (III) Onları bir arada tutan elbette mitler ve inançlardı. (IV) Öyle ki yerleşmenin güneyinde konumlanan alan içindeki yapılardan biri, diğerlerinden farklı olarak kırmızı doğal boya ile boyanmıştı. (V) Bu özel yapının, burada belirli bir grup tarafından kullanılan, tören ya da ibadet alanı olduğu sanılıyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde "tahmin" anlamı vardır?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 9

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili söz bir işin zamanını belirtmektedir?

A

Bayram tatili kısa olduğu için Ankara'da iki gün kalabildik.

B

Kimi günler, güneş batmadan önce yürüyüşe çıkarız.

C

Çocukluğumun en güzel yılları İzmir'de geçti.

D

Sağlıklı yaşamak istiyorsanız düzenli olarak spor yapmalısınız.

E

Küresel mali kriz gün geçtikçe ağırlığını daha çok hissettiriyor.

Soru 10

Geleneği en güçlü türdür şiir. Kitleleri ardından sürükleyen bir işlev de üstlenmiştir çoğu zaman. Yığınları coşturmuş, onlara mesaj iletmiştir. Şiirin mesajı ne olursa olsun, gerçek işlevi, iyi şiir olmasıdır. Bir şiir, yazıldığı dilin iyi bir örneği olma niteliği taşımıyorsa mesajı etkinlik gösteremez.

Bu sözleri söyleyen kişinin "iyi bir şiir"de aradığı nitelik aşağıdakilerden hangisidir?

A
Oluşturulduğu dilin iklimini ve anlam inceliklerini taşıması
B
Kitleleri yönlendirecek duygular içermesi
C
Biçim ve içerik uyumunun dengeli olması
D
Geçmişin değerlerini canlı tutmaya çalışması
E
Mesajının toplumsal bir nitelik göstermesi
Soru 11

(I) Kitap fuarımızın bu yılki onur konuğu ünlü yazarlarımızdan Füruzan'dı. (II) "Parasız Yatılı " ile edebiyat yolculuğuna başlayan yazar, 1972'de Sait Faik Ödülü'nü aldı. (III) Çoğunlukla kötü yola düşmüş insanların, çöken ailelerin, yoksullukla ve yalnızlıkla boğuşan kadın ve çocukların dramlarına bir kadın sevecenliğiyle yaklaştı eserlerinde. (IV) Öyküleri, Fransızca, İspanyolca, Farsça, İtalyanca, İngilizce ve Rusçaya çevrildi. (V) "Kırk Yediler " adlı romanı 1975'te Türk Dil Kurumu tarafından ödüle layık görüldüğünde yazar, toplumun aynası olduğunu vurguladığı öyküleriyle gurur duyduğunu söylüyordu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde içerikle ilgili bir bilgi verilmiştir?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 12

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işareti (') yanlış kullanılmıştır?

A
Siz'de yarınki toplantıya katılırsanız çok iyi olur.
B
28 Aralık'ta yirmi yaşına gireceğim.
C
ATV'de bu akşam çok güzel bir film varmış.
D
Askerler Gaziantep'in kurtuluşunu canlandırdı.
E
Doktor Osman Bey'i mi arıyorsunuz?
Soru 13

Doğu ve güneydoğudan gelen derelerin iki kıyısında kümelenmiş olan ağaçlık, bostan ve bahçeler Ankara Ovası'nın doğasına hâkim boz rengi yırtan iki kalın yeşil çizgi hâlinde göze çarpıyordu. Bent Deresi ve Hatip Çayı, Ankara Halkı'nın bağı, bahçesi olmayan çoğunluğunun yazlık gezinti, piknik ve eğlence yerleriydi o zamanlar.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 14

Bizans ' tan (I) kalan surlarda yürürken ayak bastığınız yerlere yüzlerce yıl önce de birilerinin ayak bastığını bilmek , (II) o zamanla şimdiki zaman arasında bir bağdır . (III) Bunun gibi bir histir çoğu zaman eski bir kitaba dokunmak , (IV)  sayfalarını çevirmek (V) Bu bakışla bir sahaf dükkânı da "zamanlar arasında köprü"dür aslında.

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 15

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcüğe "-ler, -lar" eki getirildiğinde cümlede anlatım bozukluğu oluşur?

A

Çocuk, zekâsını hem anneden hem babadan alırmış.

B

Uçak, çağımızın en hızlı ve güvenli ulaşım aracıdır.

C

Okulun bahçesinde birçok öğrenci top oynuyordu.

D

Eğitimin vazgeçilmez gereçlerinden biri de kitaptır.

E

Sınavdaki soru beni çok zorladı.

Soru 16

Öğretmen, sınıfındaki öğrencilerin yetenekli ama dikkatli olduğunu söylüyordu.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?

A
"öğrencilerin" sözcüğünden sonra "bazıları" sözcüğü getirilerek
B
"sınıfındaki" sözcüğü atılarak
C
"öğretmen" yerine "eğitmen" sözcüğü getirilerek
D
"ama" yerine "ve" sözcüğü getirilerek
E
"yetenekli" sözcüğünden sonra "olduğu" sözcüğü getirilerek
Soru 17

Bir cümleden farklı iki anlam çıkarılabiliyorsa o cümlede, anlam bulanıklığından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisi bu bilgiye örnek olabilir?

A
İlçede dün gece çıkan olaylar, sandığımız kadar büyük değilmiş.
B
IMF ile Türkiye'nin menfaatine uygun bir proje üzerinde çalışıyormuş.
C
Bu konudaki bilgiyi danışmadan alabilirsiniz.
D
Dış ticaret açığı her yıl artırıyormuş.
E
Kimin suçlu kimin suçsuz olduğu gün gibi ortada.
Soru 18

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A
Çocuğun eğitiminde rol oynayan en önemli kurumun aile olduğu unutulmamalıdır.
B
Bütün anne babalar gibi ben de kızıma büyüyünce ne olmak istediğini sordum.
C
Aileler, çocukları söz konusu olduğunda hiçbir özveriden kaçmaz.
D
Ancak günümüzdeki çocukların bazı davranışları göz kapatılacak gibi değil.
E
Çocuk, bazen yoğun ilgi ve sevgiyi olumsuz bir takım davranışlarına da alet edebiliyor.
Soru 19

Adalarda farklı ekolojik bir dağılım gösteren Galapagos ispinozları farklı boyut, şekil, gaga, tüy, ötüş, beslenme ve alışkanlıklarına sahip 13 türe ayrılmıştır. Adalara uyum sağlamış olduklarının en iyi kanıtı, farklı türlerin sahip olduğu farklı gaga şekilleridir. Bazıları tohum toplamaya yönelik gaga biçimine sahiptir. Bazıları ise kaktüslerden beslenir ve uzun, benekli bir gagaya sahiptir. Bazılarınınki de küçüktür; bunlar öncelikli olarak böcekle beslenen türlerdir. Ağaçkakan ispinozları ise kendine özgü bir gaga geliştirerek ağaçlardaki çatlaklardan ve yarıklardan larva çıkartabilmek için kaktüs dikenlerini kullanabilmektedir.

Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme yollarından özellikle hangisi kullanılmıştır?

A
Açıklama
B
Benzetme
C
Karşılaştırma
D
Alıntı yapma
E
Kanıtlama
Soru 20

Şehri terk etmek… Ama Bodrum'da şık bir villaya yerleşmek üzere değil. Doğadan bu denli uzak kaldıktan, onca yıl şehir yaşamının sıkıntısını çektikten sonra betonsuz, doğanın içinde mütevazı bir ev olmalı. Bunca yıl; bilinçsizce tüketim ve daha konforlu yaşama arzusu nedeniyle yeryüzünü kirlettik. Şimdi doğayla barışmanın, suçumuzun bir kısmını affettirmenin tam zamanı. Küçük bir koya yakın, belki bir sedir ormanı kıyısında yaşamak fena olmazdı. Hatta kendi enerjisini üreten ekolojik bir sistem olmalı. Ve sağlıklı beslenmek için organik ürünler yetiştirmeli.…

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?

A
Ahşap, topraktan ne kadar uzaksa ev o kadar uzun ömürlü olur.
B
Doğayla iç içe yaşamak, geceleri yıldızları saymak pek çok kentlinin hayalidir.
C
Evimizi gereksiz eşyalarla doldurup yaşam alanımızı kirletmemeliyiz.
D
Bu yeni yaşam hayali, ahşap bir kulübeye sığdırılırsa huzur tamamdır.
E
Günümüzde birçok insan, şehir hayatından sıkılıp kendini doğaya atıyor.
Soru 21

(I) Ankara, MÖ 2000'lere kadar giden tarihinde Türkiye dışında bir devlete daha başkentlik yapmış: Galatlar. (II) Tarih boyunca Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Roma İmparatorluğu ve Karamanoğulları'nın yolu da Ankara'dan geçmiş. (III) 1071'de Alpaslan'ın, Malazgirt Savaşı'yla Anadolu'yu Türklere açmasından kısa süre sonra Ankara da fethedilmiş. (IV) 1402'de Moğolların ve 1414'te Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyetine geçmiş. (V) MÖ 12. yüzyılda adı "Ankuwash" olan kent, daha sonra "Ancyra" ve "Ankyra" gibi adlarla anılmış. (VI) Günümüze de "Ankara" şekliyle gelmiş.

Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A
II.
B
III.
C
IV.
D
V.
E
VI.
Soru 22

Bir sahaf dükkânı size neyi çağrıştırır? Köhneliği, kapanmış bir devri, rutubet kokan kâğıtları, açılmaması gereken sayfaları mı? Eğer böyleyse sizin için tavan arasından öte bir şey değildir sahaf dükkânı. Oysa… Sayfalarını sarartır, cildini yıpratır, parçalara ayırır belki; ama zaman bunlar dışında hiçbir şeyi eskitemez. Düşünün şimdi: Orhan Kemal'in "72. Koğuş" romanında, bunlardan başka ne eskitebilir zaman?

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?

A
sahaflar yalnızca kitap tutkunları için değildir.
B
hangi kitabı eskitmeye gücü yetebilir zamanın?
C
o sahaflarda, hatırlanmayı bekleyen pek çok eser vardır.
D
zamanın her şeyi yıprattığı yadsınamaz bir gerçektir.
E
eskiden elle yazıldığı için daha dayanıksız oluyordu kitaplar.
Soru 23

(I) Satranç, yüzyıllardır var olmasına rağmen eğitimde değerli bir araç olarak yeni yeni kabul görüyor. (II) Asırlardan beri oynanan satrancın, 4000 yıl önce Mısır'da oynandığına dair bulgulara piramitlerde rastlanmaktadır. (III) Yine bazı bulgulara göre bugünküne benzeyen adını MS 3. yüzyılda Hindistan'da "Çaturangu" olarak aldı. (IV) Hindistan'da hayat bulan satranç, tüccarlar aracılığıyla İran'a, oradan Araplara, Arap akıncıları yoluyla da Kuzey Afrika'dan İspanya'ya geçmiştir. (V) Ortaçağ'da Avrupa şövalyelerinin gözdesi olan satranç zamanla tüm dünyada oynanan gözde bir oyun durumuna gelmiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam akışını bozmaktadır?

A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 24

Her şeyden önce insanımıza Türkçe sevgisini aşılamalıyız. Sonra belirli yöntemlerle bazı meslek sahiplerini eğitmeliyiz. Örneğin; düğün davetiyesi veya kartvizit basanları, tabelacıları, bilgisayarla çalışanları… Yabancı sözcüklere özenmenin pek sağlıklı bir düşüncenin sonucu olmadığını açıkça anlatmalıyız. Türkçenin de çok zengin bir dil, zengin bir sözcük dünyasının olduğunu belirtmeliyiz. Moda diye yabancı sözcük kullanmaya ayak uyduran insanlarımızı uyarmanın da yararlı olacağına inanıyorum.

Bu parça bütünüyle ele alındığında aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olabilir?

A
Türkçeyi topluma nasıl sevdirebiliriz?
B
Türkçenin sözcük dağarcığının zenginliği konusunda neler söyleyebilirsiniz?
C
Toplumumuzun yabancı sözcük kullanma sorunu sizce nasıl çözülebilir?
D
Edebiyatımızdaki moda akımlara uymak sizce doğru mu?
E
Yazım ve söyleyiş konusundaki hatalar nasıl giderilebilir?
Soru 25

Sanat yaşıtları -hele şiir- söz konusu oldu mu çok duyulan bir söz vardır: "Alın şu şiiri, hikâyeyi; okuyun sokaktaki adama, anlayacak mı bakalım?" Ölçü budur! Sokaktaki adam, işçi-köylü anladı mı o şiiri ya da hikâyeyi, sorun çözülmüş demektir; o şiir ya da hikâye iyidir. Değilse bir şeye yaramaz. Evet, ölçü budur; ama yalnızca sanat yapıtlarında. Bunun söyleyenlerin aklına "Alın, Politzer'in 'Felsefenin Temel İlkeleri'ni, sokaktaki adama okuyun, anlayacak mı bakalım?" demek gelmez.

Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisine ulaşılabilir?

A
Yazınsal yapıtlarla felsefi yapıtların ortak paydası, güç anlaşılır olmalarıdır.
B
Sanat yapıtlarının değerlendirilmesinde tek ölçüt halkın beğenisi olamaz.
C
Bir yapıtı içeriğinin anlaşılırlığı değil estetik yönünün güçlülüğü kalıcı kılar.
D
Yazınsal yapıtlar içinde, şiirin kendine özgü bir konumu vardır.
E
Bir yapıtın niteliği, halkın beğeni çizgisinin çok üstünde olmasıyla ölçülür.
Soru 26

İnsan yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır. Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz. Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, soluğunuz daralır; ama görüş alanınız genişler.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A
Yaşlanmanın kişinin kendi elinde olduğuna
B
Yaşlanmanın insanı hayattan kopardığına
C
Güzelliklerin peşinde koşanların yalnızca gençler olduğuna
D
Kimsenin, kolay kolay yaşlanmak istemeyeceğine
E
Yaşlı birinin, gençler kadar cesaretli olmadığına
Soru 27

İngiliz denizcilik şirketine ait, uzunluğu 271 m, deplasmanı 60.000 ton olan Titanic, ilk seferi sırasında Southampton'dan New York'a doğru yol alırken 14-15 Nisan 1912 gecesi Newfoondland'ın 10 km açığında bir buzdağına çarparak batan yolcu gemisidir. Kaza sonucu 1515 yolcu yaşamını yitirmiştir. Dönemin en büyük ve en lüks yolcu gemisi olan "Titanic"in gövdesi su geçirmez 16 bölmeye ayrılmıştı ve çift tabanlıydı. Bu bölümlerden dördünün suyla dolması bile geminin su üstünde kalmasını tehlikeye sokmadığından "Titanic"in batmasının olanaksız olduğu kabul ediliyordu; ama 14 Nisan; gece yarısından kısa bir süre önce 22 deniz mili hızla seyretmekte olan gemi, sağ yanından bir buzdağına çarptı. Çarpma sonucunda su geçirmez beş bölme hasar görünce gemi 15 Nisan sabahı 2.20'de battı.

Bu parçada Titanic ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A
Ne zaman ve nerede battığına
B
Döneminin en gösterişli gemisi olduğuna
C
Okyanusta batan ilk transatlantik olduğuna
D
Fiziksel bazı özelliklerine
E
Batmasının olanaksız olduğunun sanıldığına
Soru 28

Okuma-yazma oranının artması ve öğretim kurumlarının çoğalması kitabın yaygınlaşmasını sağladı. Kitabın 20. yüzyıl başlarında tek dolaylı rakibi basındı; buna daha sonra sırasıyla radyo, sinema, fonogram, televizyon, video ve internet eklendi: Cep kitaplarının yaygınlaşmasına ve dağıtım kolaylıklarına rağmen kitap ne yazık ki kitlesel kültür iletişiminde tek araç olmaktan çıktı; oysa tüm tarihi boyunca gerçek bir uygarlık yaratacak kadar kültür alanına egemen olmuştu.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A
Okumamak için türlü bahaneler uydurulmasından
B
Kitle iletişim araçlarının artmasıyla kitaba olan ilginin azalmasından
C
Cep kitaplarının yeterince tanıtılmamasından
D
Okuma-yazma oranının artması için yeterince çalışma yapılmamasından
E
Kitap konusunda okurların seçici davranmamasından
Soru 29

Ece Ayhan, İkinci Yeni içinde yer alırken ardında kalan yükün bütün ayıklamalarını yaptı, yaşayanla ölenin ayrımını saptadı. Ölenin yaşayan bir yanını usta bir duyarlıkla diriltebileceğini kanıtladı. Kendinde başlayıp kendinde biten ustalıklar onun şiirinin sonraki kuşaklar üzerindeki etkisini yalıttı. Slogan niteliğinde olan şiirleri, toplumcu yönünü doğallaştırdı. Sözlükteki kelimelerin yıpranmışlığını görünce onları basmakalıp anlamlarından uzaklaştırdı, kendi şiirinin sözlüğünü kurdu.

Bu parçada sözü edilen sanatçı ya da yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A
Sadece şiir türünde eser verdiğine
B
Şiirleriyle topluma mesajlar verdiğine
C
Yapıtlarını özgün bir anlatımla oluşturduğuna
D
Sözcüklere alışılmışın dışında anlamlar yüklediğine
E
Toplumcu bir yönünün olduğuna
Soru 30

Gerçek kahramanların yazarı Peride Celal, trajedileriyle Türk edebiyatının eşsiz bir portreler galerisini sunuyor. Hikâyelerinin anlatımındaki yalnızlık, kurgusundaki sağlamlık, söz sanatlarına iltifat etmeden doğrudan anlatım, klasik bir edebiyat anlayışı, onun sevdiğim yanlarından bazıları. Anlattığı konuya uygun bir biçem ve biçim, inandırıcılık konusunda çok önemli bir unsur görevini üstleniyor.

Bu parçada sözü edilen sanatçı ya da yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A
Anlatımında dolambaçlı yollara sapmayarak süsten uzak durduğu
B
Yapılarındaki kahramanları yaşamın içinden seçtiği
C
Söyleyişinin, içeriğin özelliğine yaraşır olmasına özen gösterdiği
D
Sanatlı söyleyişlerden kaçınırken zaman zaman sıradanlığa düştüğü
E
Biçim ve içerik uyumunun yapıtlarının inandırıcı olma niteliğini artırdığı
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
30 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
1617181920
2122232425
2627282930
Son
Geri dön

Benzer Testler

Takip
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın.x