Anlatım Bozuklukları Nedir?
Sözcükleri yerinde kullanamama, cümlenin öğeleri arasında kurala uygun bağlantıyı kuramama, cümleyi birden çok anlama gelebilecek biçimde oluşturma gibi nedenlerle duygu ve düşünceyi anlaşılmaz biçime sokma durumuna anlatım bozukluğu denir. Anlatım bozukluğu anlamsal ve yapısal bozukluklar olmak üzere iki başlıkta incelenir.
A. ANLAMSAL BOZUKLUKLAR
Anlamsal bozukluklar, cümlenin anlamıyla ilgili hatalardır. Bu tür bozukluklar, sözcüklerin yanlış kullanılması, anlam çelişkileri ve mantık hatalarından kaynaklanır.
1. Gereksiz Sözcük Kullanımı
Cümlede gereksiz sözcüğün kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Çocuk; az kalsın, neredeyse merdivenden düşecekti.
“Az kalsın” ve “neredeyse” aynı anlamı veriyor
Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok, seni duyabiliyorum.
“Gerek yok” ve “duyabiliyorum” çelişiyor
Bir insan istekli ve arzulu ise her şeyi başarabilir.
“İstekli” ve “arzulu” aynı anlamı veriyor
Kardeşim soruları hemen çözüverdi.
“Hemen” ve “çözüverdi” aynı anlamı veriyor
İtalya’daki arkadaşımla karşılıklı mektuplaşırız.
“Karşılıklı” ve “mektuplaşırız” aynı anlamı veriyor
2. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
Anlam olarak birbirine ters düşen kelimelerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Bu saate kadar kesin işe gitmiş olabilir.
“Kesin” ve “olabilir” çelişiyor
Tam üç yıla yakın bir zaman insanlık dramı yaşandı burada.
“Tam” ve “yakın” çelişiyor
Elbette Elif de ağabeyleri ile gitmiş olabilir.
“Elbette” ve “olabilir” çelişiyor
3. Mantık ve Sıralama Yanlışlığı (Hatası)
Cümlede verilen kavramların önem sırasının karıştırılması ya da cümlenin mantık açısından yanlış oluşturulması sonucunda ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.
ÖRNEK:
Bırak soğan doğramayı, yemek bile yapamaz o. (SIRALAMA HATASI)
Bu cümlede sıralama hatası vardır. Yemek yapmak, soğan doğramaktan daha zor ve üst düzey bir eylemdir. Bu yüzden “soğan doğramayı” sözüyle “yemek bile yapamaz” sözü yer değiştirmelidir: “Bırak yemek yapmayı, soğan bile doğrayamaz o”
Toplantıda önümüzdeki ayın programını çalışanlara hatırlatmaya çalıştık. (MANTIK HATASI)
Önümüzdeki ayın programı hatırlatılamaz, hatırlamak geçmişe yönelik olur. “Tanıtmaya” olmalıydı.
4. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Sözcüklerin karşıladığı anlam dışında kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Türkiye’de birçok göl kuraklık tehlikesi yaşıyor. YANLIŞ! Çünkü kuraklık toprak için kullanılan bir kavramdır.
Türkiye’de birçok göl kuruma tehlikesi yaşıyor.
Hatıra ormanı için çok sayıda çam fidanı ekildi. (Çam ekilmez dikilir.)
“Ekilir” yerine “dikilir” olmalı
Hastanın bu ameliyattan sağ çıkamama şansı çok yüksek. (Şans iyi şeyler için kullanılır, doğrusu risk olmalıdır.)
“Şans” yerine “risk” olmalı
Duru’nun saçları çok büyüdü. (Uzadı.)
“Büyüdü” yerine “uzadı” olmalı
Kumaşların üzerine yazılmış desenler, yöresel özellikleri yansıtıyordu. (Desen yazılmaz, çizilir.)
“Yazılmış” yerine “çizilmiş” olmalı
5. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
Cümledeki sözcüklerin yerinde kullanılmaması cümlenin anlaşılmamasına yol açar.
ÖRNEK:
Yeni sınıfa girdim ki ders zili çaldı.
“Yeni” yanlış yerde
Sınıfa yeni girdim ki ders zili çaldı.
“Yeni” doğru yerde
Çok canım sıkılıyor.
“Çok” yanlış yerde
Canım çok sıkılıyor.
“Çok” doğru yerde
6. Anlam Belirsizliği
Cümlelerde kişi bakımından belirsizliğin olması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Eve gitmediğini bugün öğrendim. (Senin? Onun?)
Kimin eve gitmediği belirsiz
Kardeşini okulda göremedim.
Kimin kardeşi belirsiz
Patron, işçilerden birisi kendisine zarar verebilir diye iş yerinde tehlikeli aletleri kullanmayı yasakladı. (İşçiler mi kendisine zarar verebilir, işçiler patrona mı zarar verebilir?)
Kimin kime zarar verebileceği belirsiz
UYARI
Anlam belirsizliği sadece kişi zamirinin kullanılmaması ile ilgili değildir. Anlam belirsizliği noktalama yanlışlığından da kaynaklanabilir.
Örnek: “Yaşlı adamın elini tutarak karşıya geçti. (Yaşlı bir kişi adamın elini mi tuttu, yaşlı adam birinin elini mi tuttu?)”
7. Deyimlerin Yanlış Kullanılması
Kalıplaşmış belli bir anlamı karşılayan deyimin başka bir anlamda kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Sevinçten etekleri tutuşmuştu.
Yanlış deyim kullanımı
Sevinçten etekleri zil çalmıştı.
Doğru deyim
Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.
Yanlış deyim kullanımı
Onun bize yaptığı iyiliklere hep minnettar kaldık.
Doğru deyim
Haydi şimdi seç pirincin taşını!
Yanlış deyim kullanımı
Haydi şimdi ayıkla pirincin taşını!
Doğru deyim
B. YAPISAL BOZUKLUKLAR
Yapısal bozukluklar, cümlenin dil bilgisi kurallarına uygun olmayan yapısından kaynaklanan hatalardır.
1. Özne-Yüklem Uyumsuzluğu
Özne – yüklem uyumsuzluğu kişi bakımından, tekillik-çoğulluk bakımından ve özne eksikliği bakımından olmak üzere üç grupta incelenir:
*Kişi Bakımından Uyumsuzluk:
Özne çoğulsa yüklem de çoğul olur.
ÖRNEK:
Ben ve Adem buraya daha önce çok gelmişti. (yanlış)
Çoğul özne, tekil yüklem
Ben ve Adem buraya daha önce çok gelmiştik. (doğru)
Çoğul özne, çoğul yüklem
*Tekillik-Çoğulluk Bakımından Uyumsuzluk:
Özne insan ve çoğul ise yüklem tekil ya da çoğul olabilir. Ancak insan dışındaki varlıkların çoğul şekilleri özne olduğunda yüklem daima tekil olur.
ÖRNEK:
Çocuklar bahçede top oynuyorlar. (doğru)
İnsan çoğul özne, çoğul yüklem
Çocuklar bahçede top oynuyor. (doğru)
İnsan çoğul özne, tekil yüklem
Ağaçlar çiçek açmışlar. (yanlış)
İnsan dışı çoğul özne, çoğul yüklem
Ağaçlar çiçek açmış. (doğru)
İnsan dışı çoğul özne, tekil yüklem
*Özne Eksikliği Bakımından Uyumsuzluk:
Özne, cümlenin temel ögesidir. Yüklemde bildirilen iş, oluş ya da hareketi yapan durumundadır. Yüklemdeki eyleme göre öznenin olmaması ya da bir öznenin birden fazla yükleme bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Bu, daha çok sıralı ve bağlı cümlelerde karşımıza çıkan bir bozukluktur.
ÖRNEK:
Herkes ondan nefret ediyor, onun yüzünü bile görmek istemiyordu.
İkinci cümlede özne eksik
Herkes ondan nefret ediyor, hiç kimse onun yüzünü bile görmek istemiyordu.
Eksik özne tamamlandı
Onun okulu yakında bitecek ve öğretmen olarak göreve başlayacak.
İkinci cümlede özne eksik
Onun okulu yakında bitecek ve o öğretmen olarak göreve başlayacak.
Eksik özne tamamlandı
Gazetedeki yanlışlıklar düzeltilecek ve yeniden basılacak.
İkinci cümlede özne eksik
2. Eklerle İlgili Yanlışlar
Cümlede eklerin eksik ya da fazla kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Bizler okumasını sevmeyen bir milletiz.
“Okumasını” yerine “okumayı” olmalı
Bizler okumayı sevmeyen bir milletiz.
Doğru ek kullanımı
Hayat kimine mutluluk verdiğini, kimini mutsuz ettiğini görüyoruz.
“Hayat” yerine “hayatın” olmalı
3. Öge Eksikliği
Öge eksikliği sıralı ve bağlı cümlelerde karşımıza çıkar. Genellikle ortak kullanılan öğelerin yükleme bağlanamamasından kaynaklanır.
ÖRNEK:
Ben arkadaşıma inanır ve severim. Nesne eksikliği
İkinci cümlede nesne eksik
Okuyucular en çok şairlere kızarlar, korkarlar. Yer tamlayıcısı eksikliği
İkinci cümlede yer tamlayıcısı eksik
4. Yüklem Eksikliği
Yüklem eksikliği, bazen ikinci bir eylemin kullanılmaması ya da ek eylemin ortak kullanılması ile oluşur.
ÖRNEK:
Beşiktaş iskelesine geldiğimizde o işine, ben evime gittim.
İkinci cümlede yüklem eksik
İyi biri olduğundan dün de, bugün de kuşkuya düşmüyorum.
İkinci cümlede yüklem eksik
Evimiz küçük, bahçesi de güzel değildi.
İkinci cümlede yüklem eksik
5. Tamlama Yanlışları
İsimlerle sıfatların aynı tamlanana bağlandığı kullanımlara dikkat edilmediğinde anlatım bozukluğu meydana gelir.
ÖRNEK:
Özel ve kamu kuruluşları iki gün tatil edildi.
Tamlama hatası var
Derste belgisiz ve işaret sıfatlarını işledik.
Tamlama hatası var
Burada insanı şaşkına çeviren birçok güzellikler var.
Tamlama hatası var
6. Bağlaç Yanlışları
Bağlaçlardan bazıları olumlu ve olumsuz yargıları birbirine bağlar. Bu duruma uymayan kullanımlarda anlatım bozukluğu meydana gelir.
ÖRNEK:
Ali Bey oğlunu çok seviyor fakat bir dediğini iki etmiyordu.
Bağlaç hatası var
Ben yarın dışarı çıkamam ama evde yapılacak bir sürü işim var.
Bağlaç hatası var
7. Çatı Uyuşmazlığı
Birleşik cümlelerde temel cümlenin yükleminin etken olup yan cümlecikteki eylemsinin etken olmaması ya da temel cümlenin yükleminin edilgen olup yan cümlecikteki eylemsinin edilgen olmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK:
Akşam evde biraz sohbet edip erkenden yatıldı.
Çatı uyuşmazlığı var
Bu yoldan hiç sapmadan gidilirse aradığınız binanın önüne çıkarsınız.
Çatı uyuşmazlığı var
Evden ne kadar erken çıksak da uçağa hareket saatinden önce yetişilemedi.
Çatı uyuşmazlığı var
Bugün okula gidilip okul kütüphanesinden kitap alacağız.
Çatı uyuşmazlığı var
Anlatım Bozuklukları – Özet
Anlatım Bozuklukları Özet Tablosu:
Bozukluk Türü | Açıklama | Örnek |
---|---|---|
Gereksiz Sözcük | Aynı anlamı veren sözcüklerin birlikte kullanılması | “Az kalsın, neredeyse” |
Anlam Çelişkisi | Zıt anlamlı sözcüklerin birlikte kullanılması | “Kesin olabilir” |
Mantık Hatası | Mantıksal tutarsızlıklar | “Hatırlatmaya çalıştık” |
Özne-Yüklem Uyumsuzluğu | Özne ile yüklem arasında uyumsuzluk | “Ağaçlar açmışlar” |
Öge Eksikliği | Gerekli öğelerin eksik bırakılması | “İnanır ve severim” |
✅ Önemli Not
Anlatım bozukluklarını önlemek için sözcük dağarcığınızı geliştirin, dil bilgisi kurallarını öğrenin ve yazdıklarınızı dikkatli bir şekilde gözden geçirin. Sınavlarda bu konuyla ilgili sorular sıkça çıkar.
Konuyu Test Et
Anlatım bozuklukları konusunu öğrendin! Şimdi bilgilerini test etmek için aşağıdaki butona tıklayarak teste geçebilirsin.